Ana içeriğe atla

Bu Yol Hepimize Tanıdık..

Yollar.. Sonunu hiç göremediğimiz, hep devam eden yollar.. Bazen karla kaplı tepeler, yemyeşil çam ağaçları, bazense uçsuz bucaksız ovalar... Ve biz insanlar... Bazen ''o'' en güzel tepede kenidini en sevdikleriyle yaşıyor hayal eden, bazense uçsuz bucaksız düzlüklerde, hiç durmadan, en güvendiği elleri tutup sonsuzluğa koşmak isteyen insanlar... Ormanların içine girip gölgelerin arasında kaybolup gitmeyi düşünen, sonra ansızın parlayan güneş ışığına doğru bakıp umutlanan insanlar.. Sahi ne çok şey anlatır yollar. Kalbimizde umutlar, yalnızlıklar, geride pişmanlıklar, hayatlar, kırık kalpler ve içimizde hep bir biz.. Onca yol gidiyorda kaçamıyor insan bir tek kendinden... Nereye gidersen git, sahte güzellikler büyülesede seni, içinde hep unutamadıkların, özlediklerin, hayallerin var. Ne çok şey anlatır yollar... Acaba şu ufak patika nereye gidiyor? Kimler geçiyor buralardan? Mutlular diyebilirmiyiz bu uzak diyarlarda? Ya şu tepedeki küçük evler? Bazen istemezmi insan sahip olduğu tüm ''büyüklükleri'' geride bırakıp sadece mutluluklarıyla burayı doldurmayı? Şu tepeye tırmanabilirmiyiz acaba? Orada otursak, sadece sevdiklerimizle, öylece.. Günlerce etrafı izleyebilirmiyiz? Neler katar bize, neler götürür?
Kar yavaş yavaş eriyor. O bile erirken baharın gelişini anlatıyorda, insan erirken kimseye birşey anlatamıyor, gösteremiyor be usta. Bulutların arasından parlayan güneş, tüm engelleri aşabilmeyi anlatıyor. Engeller aşılır diyor, önemli olan ışığını kaybetmemek.. İlkbahar ve kış havası gibidir bu ışık.. Kimi zaman azalır kimi zaman çoğalır fakat yok olmaz, yok olursa hayat olmaz..Şu ilerideki masmavi deniz mi? Hemen yandaki yemyeşil tepede oturup izlemez mi insan bu güzelliği? O güzellik ki insanın yansıması.. Her insanın kendi sularının anlatıcısı.. Kimi zaman durgun, kimi zaman dalgalı, bazen mavi bazense gri.. İşte yol böyle devam eder gider.. Hep çok şey anlatır yollar, dinlemesini bilene..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müge Boz ile Keyifli Bir Sohbet

Tekrar merhaba arkadaşlar, bir haftadır pek yazamadım fakat şimdi güzel bir işle yeniden buradayım. Cuma günü Müge Boz ile birlikteydik ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Şimdi sizleri meraklandırmadan hemen bu ufak röportajımı yayınlıyorum: 1) Müge Boz için İstanbul nedir?  İstanbul benim için tam anlamıyla bir ikilem. Bu şehirde pek çok ikilem var. En basitinden, ufak bir alışverişe bile çıksak Tahtakale'de ya da Nişantaşı'nda bulabileceğimiz güzel şeyler var. Aynı durum gezerken ya da pekçok farklı alanda söz konusu. Bambaşka iki dünya var ama aslında herkese hitap ediyor. Bu ikilemlerde olmayı seviyorum, İstanbul doğduğum yer ve benim için çok özel. 2) Müge Boz'u Twitter, Facebook gibi sosyal platformlarda neden göremiyoruz?  Hazır değilim (gülüyor)! Ben zaten internetle çok fazla ilgilenen bir insan değilim. Facebook'un çıktığı dönemde heyecanla arkadaşlarımızı ekledik ama ondan sonra pek kullanamadım. Bilgisayar başında oturup insanlar bana yazsın, ben ...

İstanbul'u Sevmek

Yıldızları görmek imkansızdır bu şehirde. İstanbul öyle parlak, öyle ışıl ışıl bir yerdir ki tüm yıldızlar sönük kalır yanında. Bir şehrin nefes aldığını, yaşadığını hissedersiniz burada. Bu şehri severseniz, büyüklüğüyle, tarihiyle, eskiye yeni karışmış kokusuyla, deniziyle, çarpık yapılarıyla, hızıyla, trafiğiyle, kalabalığıyla, çeşitliliğiyle seversiniz. Asla uyumaz İstanbul, yorulmak nedir bilmez. Yükü çok ağırdır ama banamısın demez, korkulara boyun eğmez. İstanbul'u sevmek için neden aramaya değmez, İstanbul'a neden denmez..Yalnızken kayboluversen bu şehirde, binalar, ağaçlar, deniz, tarih arkadaş olur sana, büyülerler seni, ayrılamazsın. Heryerde camiler vardır..O kadar büyük, o kadar gösterişli, tarihe meydan okuyan camiler.. Aynı zamanda o kadar günahkardırki bu şehir,  onca cami, onca ezan  İstanbul’un günahlarını  temizlemeye yetmez..Sevdiklerinleysen, her yer anı kokar, yine olsun istersin, özlersin. Yine o boğazda yürümek, yine o vapurdan tarihi yarı...

Almanya Sevmeyenlere İnat Bir Alman Şehri: Hansestadt Hamburg

http://en.wikipedia.org/wiki/File:AlsterPanorama.jpg         Etrafımızda pek çok insan Almanya'nın ve Almanların soğukluğundan, iticiliğinden yakınır durur. Kim haklı kim haksız orasını bilemeyiz, ırkçılık yapacak halimizde yok. En iyisi ben size hiçbir şehre benzemeyen Almanya'nın 2. en büyük şehri olan Hamburg'u anlatmaya çalışayım. Öncelikle Almanya deyince akla ilk gelen Berlin, Münih, Düsseldorf gibi şehirlerden çok daha farklı bir karakteristiği var bu şehrin. Mimari yapısı, insan çeşitliliği, iklim, ulaşım kısaca pekçok şey diğer şehirlerden çok daha farklı. Bir Alman arkadaşım Hamburg'a yaklaşınca etrafta her yerin turuncu olacağını söylemişti. Gerçekten de bu şehir turuncu! Klasik Alman yapılarının aksine bir kuzey şehri kültürü hakim bu şehre.. Avrupa'nın  2., dünyanın ise 9. en büyük limanına sahip olan bu şehir, deniz kenarı olsa da şehir merkezinde gördüğünüz yüzlerce kanal denizin sadece küçük kolları. Zira Amsterdam ve Venedik'de bul...