Selam bu yazıyı okuyan eş, dost ya da yabancı.. Yılın dört ayını Kuzey Ege'de geçiren bir Güney Egeli olarak (iş hayatı başlayana dek...) Egenin o dünyalara bedel maviliklerini, koylarını, pazarlarını, köylerini ve sofralarını sosyal medya a racılığıyla sizlere aktarmayı bir borç bilmişimdir. 30'a bir kala olmasından mıdır nedir, mavi pencerelerden çok mavi pencerelerin hikayeleriyle ilgilenmeye başladığım bir sürece girdim diyebilirim. Bu yüzden de topraklarıma dair sevdiğim kitapları da paylaşmaya karar verdim. Girit göçmeni Sökeli bir aileden geldiğimi sanıyorum ki herkes biliyor. Göçmenlik pek bir havalı anlatılır bizim topraklarda.. Gel gör ki iç yüzü hiç de öyle havalı değildir. Büyükler ne konuşmak ne de anlatmak ister o günleri. Çok acılar çekilmiştir hem gelmeden hem geldikten sonra. Evini, barkını, komşularını, dilini ve güzel günlerini orada bırakmıştır. Dillerini bile bilmedikleri anavatana sürülmüştür onlar. Gavur damgası yemişlerdir, gettolar...
Merhaba! Sizlere Mavi Anadolu ve dünya şehirlerinden postalar getirdim. Çok gezenin de çok okuyanın da her şeyi daha iyi bildiği şu günlerde ben de gezdiklerimi ve okuduklarımı sizlere postalıyorum! Keyifli okumalar..