Ana içeriğe atla

Müge Boz ile Keyifli Bir Sohbet

Tekrar merhaba arkadaşlar, bir haftadır pek yazamadım fakat şimdi güzel bir işle yeniden buradayım. Cuma günü Müge Boz ile birlikteydik ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Şimdi sizleri meraklandırmadan hemen bu ufak röportajımı yayınlıyorum:
1) Müge Boz için İstanbul nedir? 
İstanbul benim için tam anlamıyla bir ikilem. Bu şehirde pek çok ikilem var. En basitinden, ufak bir alışverişe bile çıksak Tahtakale'de ya da Nişantaşı'nda bulabileceğimiz güzel şeyler var. Aynı durum gezerken ya da pekçok farklı alanda söz konusu. Bambaşka iki dünya var ama aslında herkese hitap ediyor. Bu ikilemlerde olmayı seviyorum, İstanbul doğduğum yer ve benim için çok özel.
2) Müge Boz'u Twitter, Facebook gibi sosyal platformlarda neden göremiyoruz? 
Hazır değilim (gülüyor)! Ben zaten internetle çok fazla ilgilenen bir insan değilim. Facebook'un çıktığı dönemde heyecanla arkadaşlarımızı ekledik ama ondan sonra pek kullanamadım. Bilgisayar başında oturup insanlar bana yazsın, ben onlara yazayım diye düşünen bir insan değilim, belkide biraz asosyallik olarak nitelendirebiliriz. Zaten telefonuma gelen aramaları, mesajları bile iki-üç günde gören bir insanım. Bu tarz sitelere üye olursam bir yere bağlanıp, kısıtlanacakmışım gibi geliyor. Yakında bir web sitesi açıyorum, burada zaten yazışma gibi bir bölüm olacak. Twitter konusunda kararsızım, açadabilirim,açmayadabilirim, açmayıda düşünüyorum aslında fakat kararsızım. 
3) Leyla ile Mecnun tam gaz devam ediyor. Son bölümün son sahnesinde Şirin herkesi şaşırttı. İlerleyen günlerde dizide bizi neler bekliyor?
Olaylı sahne(gülüyor)! Galiba belirsizlikler aynen devam edecek, etmelide, biz de anlayamıyoruz. Sonuçlanan bir şey yok çünkü sonuçlanırsa ne olacak, nasıl devam edecek gibi bir durumda söz konusu. Fakat 51 ve 52. bölümler gerçekten çok iyi bölümler, kaçırmayın derim! 
4) Ve klişe sorumuz: Bu işe (oyunculuk) gönül verecek olanlara neler tavsiye edersiniz? 
Bu soruya cevap verebilecek doğru kişi olduğumu düşünmüyorum. Oyunculuk anlamında çok daha fazla tecrübesi ve bilgisi olan insanlara danışmaları gerekir. Okul okuyup okumamak konusunda ayrımlar var, dışarıdan kendini yetiştirebilenler var. Oyunculuk yetenekten öte psikolojiyle alakalı bir şey, eğitim her konuda olduğu gibi bu noktada da çok önemli. 
5) Müge Boz'u yeni projelerde görebilecekmiyiz ?
Çektiğimiz bir film (Toprağın Çocukları) hala vizyona girmedi, biz de tam olarak ne olur biter bilemiyoruz fakat bir ertelenme söz konusu. Bunun dışında çok güzel bir fikir yazdık, televizyon programı projemiz var. Lifestyle, reality show tarzı kendimizin yazdığı bir format üzerinde çalışıyoruz. Yazın diziye ara verdiğimiz dönemde biraz daha çalışırsak bir sonraki sezona yetişebilir diye düşünüyoruz.
6) Bir soruda anne Boz'a: Müge Boz'un annesi bu işe nasıl bakıyor, neler hissediyor, nasıl tepkiler alıyor?
Biz alıştık, çevremden çok güzel tepkiler alıyorum. Seviyeli, kaliteli diyorlar, yaşam tarzını seviyorlar. Özellikle canlı yayınlarda verdiği cevaplardan dolayı güzel geri dönüşler alıyorum. Tanıyanlar zaten biliyorlar, yeni tanıyanlardanda güzel sözler duyuyorum.
    Ufak sohbetimiz burada sona eriyor. Unutmadan not etmeliyim ki Müge Boz, annesi ve kız kardeşine çok bağlı. Ailesinin desteğini hep hissediyor. Kız kardeşini onunla baş edebilen tek kişi olarak nitelendiriyor. Keyifli sohbet için Boz ailesine tekrar teşekkür ediyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Almanya Sevmeyenlere İnat Bir Alman Şehri: Hansestadt Hamburg

http://en.wikipedia.org/wiki/File:AlsterPanorama.jpg         Etrafımızda pek çok insan Almanya'nın ve Almanların soğukluğundan, iticiliğinden yakınır durur. Kim haklı kim haksız orasını bilemeyiz, ırkçılık yapacak halimizde yok. En iyisi ben size hiçbir şehre benzemeyen Almanya'nın 2. en büyük şehri olan Hamburg'u anlatmaya çalışayım. Öncelikle Almanya deyince akla ilk gelen Berlin, Münih, Düsseldorf gibi şehirlerden çok daha farklı bir karakteristiği var bu şehrin. Mimari yapısı, insan çeşitliliği, iklim, ulaşım kısaca pekçok şey diğer şehirlerden çok daha farklı. Bir Alman arkadaşım Hamburg'a yaklaşınca etrafta her yerin turuncu olacağını söylemişti. Gerçekten de bu şehir turuncu! Klasik Alman yapılarının aksine bir kuzey şehri kültürü hakim bu şehre.. Avrupa'nın  2., dünyanın ise 9. en büyük limanına sahip olan bu şehir, deniz kenarı olsa da şehir merkezinde gördüğünüz yüzlerce kanal denizin sadece küçük kolları. Zira Amsterdam ve Venedik'de bul...

Kaz Dağları'na..

Merhaba yüce Kaz Dağları... Merhaba Olimpos tanrılarının, Zeus’un yuvası… Troya’ya giden yollarıyla dünya kültürünün büyük mirası İlyada’nın bol pınarlı, vahşi hayvanların anası İda Dağı ... Alp sıradağ sisteminin devamı, dünyanın en büyük ikinci oksijen kaynağı… Zirvene ilk çıkışımı hatırlıyorum da, çocukken denizden görüp zannettiğimin aksine tek bir sıra değil, arkalara doğru uçsuz bucaksız ve yemyeşildin... Şaşırmıştım. Ne bitmez, sonsuz bir yeşillik demiştim, asla yıkılmaz, yansa da bitmez. Öyle oksijenliydin ki gecelerce uyumasak yine dinlenmiş hissederdik. Büyüdükçe kıymetini daha iyi anladım. Kimsenin girmediği, bilmediği şelalelerine tırmandım... Saklı zeytinlerinin arasından vadilerini keşfettim. Ceylanlarını, domuzlarını, ayılarını, böceklerini, kuşlarını ve endemik bitki türlerini gördüm. Arılarından kaçtım bazen, bazen tıstıslarından... Üzüldüm, kendimi sana attım. Sevindim, yine sendeydim. Yüzerken Egenin masmavi sularında, seni daha heybetli görebilmek için açıldım...