Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KİLTLİ ERKEKLERİN YEŞİL DİYARI: İSKOÇYA

Pek çoğumuz İskoçya'yı Cesur Yürek filmiyle, etek giyen erkekleriyle ya da son zamanlarda yapmış olduğu bağımsızlık referandumuyla bol bol duyarız. Şimdi İskoçya hakkında tüm bildiklerinizi unutun ve kemerlerinizi bağlayın. Bu zamana kadar gördüklerinizden daha güzel bir rüya olan İskoçya sizleri bekliyor..  Türkiye'den Edinburgh'a yapılan direkt uçuşlarla İskoçya topraklarına adım atıyoruz. Havaalanından İskoçlara göre oldukça uzun, İstanbul'u en az bir kere ziyaret etmiş birine göreyse oldukça kısa bir yolculuğun ardından şehir merkezindeyiz! Edinburgh, eski şehir (old town) ve yeni şehir (new town) olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Yeni şehrin merkezindeki Princes Street buradaki ilk durağımız oluyor. Princes Street’de İskoçya’ya özgü ürünlerin tümünü bulabileceğimiz pek çok mağaza bulunuyor. Bu mağazalardan mutlaka almamız gereken şeyler listesinde damakta inanılmaz bir tat bırakan Short Bread kurabiyeleri ilk sırada geliyor. Viskiler, helvaya benzeyen fudgelar ...

Ayvalık Postası

Popüler yerler yavaş yavaş büyük şehirlerin kalabalığına ve gürültüsüne dönüşmeye başladıkça, huzuru doğada arayan insanlar alternatif yerlere yönelmeye başladılar. “Alternatif derken?” sorusunu duyar gibiyim. Burada kastettiğim şey hiç şüphesiz ki mutlak natürelliğin yaşandığı, insanların kalabalıkla değil; denizle ve doğayla zaman geçirdiği, bir mayo ve çıplak ayakla yürümenin insanı gülümsettiği yerler. Bu yerlerden biri de hemen hemen her yaştan insanın hayatında yer edinmiş bir yer olan Ayvalık.. Mübadele izlerini her bir karışında taşıyan Ayvalık, davetlilerine her zaman oldukça fazla alternatif sunar. Bilinmeyen koyları, zeytin ağaçlarıyla ya da çam ormanlarıyla dolu kamp yerleri, buram buram tarih kokan cumbalı, asmalı ve avlulu butik otelleriyle her çeşit arayışa yanıt veren Ayvalık, damak tadına düşkün olanlar için de vazgeçilmez duraklardan bir tanesi. Malum, Ayvalık ve civarıyla bu kadar haşır neşir olunca, eş, dost her daim Ayvalık’ta ne yapalım sorusunu sorar oldu. Y...

Eskişehir Postası

Herkese tekrar merhaba! Yoğun gündemden bunaldığımız ve baharı iyiden iyiye hissettiğimiz şu günlerde hepimizin aklını kısa bir tatil için yakınlarda nereye gidebilirim düşüncesi işgal etmeye başladı. Ben de çok gezenlerden biri olarak bu hafta sizlere bir Eskişehir postası patlatayım dedim ve atladım yüksek hızlı trene. Fazlaca  yağmurlu ve gök gürültülü bir Ankara’yı geride bırakarak harekete geçen trenimizdeki yolculuğum bir hayli rahat ve keyifli geçti. Kulaklıkları takın, çayınızı, kahvenizi alın ve kendinizi yemyeşil manzaraya bırakın. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan geçen bir buçuk saatin sonunda Eskişehir İstasyonu karşılıyor bizleri. Bu yazıyı okurken çok fazla fotoğraf koyarak sizlere benim Eskişehirimi yaşatmaya çalışacağım,  aman diyeyim çok fotoğraf görünce yazı bitti zannedip devamını okumamazlık etmeyin J .  Nerede kalmıştık? Trenden indiğimde hava hala biraz korkutucu gözükse de, gezimizin başlangıç durağı olan “Devrim Arabaları” müzesine vardığım...