Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İstanbul'u Sevmek

Yıldızları görmek imkansızdır bu şehirde. İstanbul öyle parlak, öyle ışıl ışıl bir yerdir ki tüm yıldızlar sönük kalır yanında. Bir şehrin nefes aldığını, yaşadığını hissedersiniz burada. Bu şehri severseniz, büyüklüğüyle, tarihiyle, eskiye yeni karışmış kokusuyla, deniziyle, çarpık yapılarıyla, hızıyla, trafiğiyle, kalabalığıyla, çeşitliliğiyle seversiniz. Asla uyumaz İstanbul, yorulmak nedir bilmez. Yükü çok ağırdır ama banamısın demez, korkulara boyun eğmez. İstanbul'u sevmek için neden aramaya değmez, İstanbul'a neden denmez..Yalnızken kayboluversen bu şehirde, binalar, ağaçlar, deniz, tarih arkadaş olur sana, büyülerler seni, ayrılamazsın. Heryerde camiler vardır..O kadar büyük, o kadar gösterişli, tarihe meydan okuyan camiler.. Aynı zamanda o kadar günahkardırki bu şehir,  onca cami, onca ezan  İstanbul’un günahlarını  temizlemeye yetmez..Sevdiklerinleysen, her yer anı kokar, yine olsun istersin, özlersin. Yine o boğazda yürümek, yine o vapurdan tarihi yarı...

Toprağın Çocukları

Toprağın çocukları…İsmi nasıl güzel anlatıyor. Bu topraktan yetişen, bu ülkenin çocukları…Kimseye bağlı değil, kimseye muhtaç değil, kendi has toprağından, öylesine bağlı yetişen çocuklar…Köy enstitülü çocuklar..Anneannesi,dedesi benim gibi köy enstitülü olanlar iyi bilirler bunun anlamını. Ülkenin yetiştirdiği en iyi öğretmenlerdir onlar. Dini de, eğitimi de, laikliği de, Atatürkçülüğü de, dikişi de,nakışı da,sanatı da,edebiyatı da herkesten iyi bilirler, herkesten iyi öğretir onlar. Her şeyden anlar, her konuda saygın bir bilgi birikimine sahiptir onlar. Meyve veren ağaç taşlanır bu ülkede. Köy enstitüleri de böyle olmuştur. Ancak, o meyveler o kadar çok nesil yetiştirmişlerdir ki bugün bunca şeye rağmen bu ülke hala ayaktaysa ve varsa hala vatanına bağlı, Atatürk’ün açtığı yolda ilerlemeye, aydınlığı yaymaya çalışan birileri, işte hepsi onlar sayesindedir. Bu nesil, nihayet köy enstitülülere olan vazifesini, ticari kaygılardan uzak olarak gerçekleştirdi ve buram buram toprak kok...

Bu Yol Hepimize Tanıdık..

Yollar.. Sonunu hiç göremediğimiz, hep devam eden yollar.. Bazen karla kaplı tepeler, yemyeşil çam ağaçları, bazense uçsuz bucaksız ovalar... Ve biz insanlar... Bazen ''o'' en güzel tepede kenidini en sevdikleriyle yaşıyor hayal eden, bazense uçsuz bucaksız düzlüklerde, hiç durmadan, en güvendiği elleri tutup sonsuzluğa koşmak isteyen insanlar... Ormanların içine girip gölgelerin arasında kaybolup gitmeyi düşünen, sonra ansızın parlayan güneş ışığına doğru bakıp umutlanan insanlar.. Sahi ne çok şey anlatır yollar. Kalbimizde umutlar, yalnızlıklar, geride pişmanlıklar, hayatlar, kırık kalpler ve içimizde hep bir biz.. Onca yol gidiyorda kaçamıyor insan bir tek kendinden... Nereye gidersen git, sahte güzellikler büyülesede seni, içinde hep unutamadıkların, özlediklerin, hayallerin var. Ne çok şey anlatır yollar... Acaba şu ufak patika nereye gidiyor? Kimler geçiyor buralardan? Mutlular diyebilirmiyiz bu uzak diyarlarda? Ya şu tepedeki küçük evler? Bazen istemezmi insan sa...

Müge Boz ile Keyifli Bir Sohbet

Tekrar merhaba arkadaşlar, bir haftadır pek yazamadım fakat şimdi güzel bir işle yeniden buradayım. Cuma günü Müge Boz ile birlikteydik ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Şimdi sizleri meraklandırmadan hemen bu ufak röportajımı yayınlıyorum: 1) Müge Boz için İstanbul nedir?  İstanbul benim için tam anlamıyla bir ikilem. Bu şehirde pek çok ikilem var. En basitinden, ufak bir alışverişe bile çıksak Tahtakale'de ya da Nişantaşı'nda bulabileceğimiz güzel şeyler var. Aynı durum gezerken ya da pekçok farklı alanda söz konusu. Bambaşka iki dünya var ama aslında herkese hitap ediyor. Bu ikilemlerde olmayı seviyorum, İstanbul doğduğum yer ve benim için çok özel. 2) Müge Boz'u Twitter, Facebook gibi sosyal platformlarda neden göremiyoruz?  Hazır değilim (gülüyor)! Ben zaten internetle çok fazla ilgilenen bir insan değilim. Facebook'un çıktığı dönemde heyecanla arkadaşlarımızı ekledik ama ondan sonra pek kullanamadım. Bilgisayar başında oturup insanlar bana yazsın, ben ...

Almanya Sevmeyenlere İnat Bir Alman Şehri: Hansestadt Hamburg

http://en.wikipedia.org/wiki/File:AlsterPanorama.jpg         Etrafımızda pek çok insan Almanya'nın ve Almanların soğukluğundan, iticiliğinden yakınır durur. Kim haklı kim haksız orasını bilemeyiz, ırkçılık yapacak halimizde yok. En iyisi ben size hiçbir şehre benzemeyen Almanya'nın 2. en büyük şehri olan Hamburg'u anlatmaya çalışayım. Öncelikle Almanya deyince akla ilk gelen Berlin, Münih, Düsseldorf gibi şehirlerden çok daha farklı bir karakteristiği var bu şehrin. Mimari yapısı, insan çeşitliliği, iklim, ulaşım kısaca pekçok şey diğer şehirlerden çok daha farklı. Bir Alman arkadaşım Hamburg'a yaklaşınca etrafta her yerin turuncu olacağını söylemişti. Gerçekten de bu şehir turuncu! Klasik Alman yapılarının aksine bir kuzey şehri kültürü hakim bu şehre.. Avrupa'nın  2., dünyanın ise 9. en büyük limanına sahip olan bu şehir, deniz kenarı olsa da şehir merkezinde gördüğünüz yüzlerce kanal denizin sadece küçük kolları. Zira Amsterdam ve Venedik'de bul...

Ege'nin Öteki Yakası: Midilli Adası

Midilli, Türkiye'ye en yakın Yunan adalarından bir tanesi. Pek çok kuzey ege sahil kasabasından yüzme mesafesinde gibi gözüken bu adayı gelin biraz daha yakından tanıyalım.       Güneş, akşamları yazlığımızın balkonundan gözüken bu adaya doğru batarken, oradaki yaşamı hep merak etmişimdir. Sahilde yürürken ya da radyoyu açıp orada çalan frekansları dinlediğimde hep iç geçirmişimdir şöyle bir gitsem diye. Nihayet bir fırsatını buldum ve hemen koyuldum annem ve babamla bu şirin adanın yollarına.    Midilli'ye en yakın ulaşım şekli, Ayvalık'dan sabah erken saatlerde kalkan minik feribotlar. 25 Euro gibi bir ücretle gidiş dönüş yapılabiliyor. Tabi vizesiz girebilmek için yeşil pasaportunuzun olması şart, bir de Kıbrıs'a pasaportlarınızla giriş yapmamış olmanızda önemli bir husus Yunanlılar için. Hemen uyarmalıyım ki Ayvalık'dan hareket etmeden önce gelip adayla ilgili rehber kitap ve harita satmaya çalışan amcalara dikkat! Burada para vererek alacağınız ...